Romatizma Nedir?

Romatizma kelimesi Dünya Sağlık Örgütüne göre’ hareket sisteminin daima ağrı ve hareket kısıtlığı ile ilerleyen hastalığı’ olarak tanımlanır. Eklemlerde şişlik, katılık, ağrı, hareket kısıtlılığı, deri değişiklikleri, sıcaklık artışı olur. Romatizmal hastalıklar eskiden sadece gut hastalığı olarak bilinirken şuanda birçok alt başlıkta farklı gruplara ayrılabilir.

 En sık görülenleri:

·         Romatoid Artrit: Eklem iltihabı olarak geçmektedir ve eklemleri, kasları bağları tutar. Özellikle eklemlerde kuğu boynu, düğme iliği gibi eklem deformitelerine neden olur.

·         Ankilozan Spondilit: Özellikle omurgayı etkilemesi ile bilinen hastalıktır. Kişilerde tipik baş öne eğik, kamburluk artmış ve bel çukuru azalmış(bambu kamışı) görüntüsü vardır.

·         Sistemik Lupus Eritematozus: Bir bağ dokusu hastalığıdır. Deri döküntüleri ile karakterizedir. Akciğer, kalp ve göz tutulumları yapabilir.

·         Osteoartrit: Eklem kıkırdağını etkileyen dejeneratif bir hastalıktır. Diz, kalça, ayak, el ve parmakları tutar. Özellikle diz osteoartriti görülmektedir.

·         Fibromiyalji: Yumuşak doku romatizmasıdır. 18 hassas noktadan 11’inde görülen ağrı şikayetleri tanıyı doğrular.

Farklı grup ve hastalıkları olan geniş bir alandır romatoloji. Hastalıklar genelde kroniktir ancak akut atakları görülmektedir. Atak dönemlerinde kişilerin yaşam kalitelerini oldukça azaltmaktadır. Dünyada romatolojik hastalıkların görülme oranı %1-3 iken, Amerika’da %3-10, Türkiye İstatistik Kurumunun bir araştırmasına göre ülkemizde bu oran %17 olarak belirtilmiştir.

Erken tanı romatolojik hastalıkların tedavisinde çok önemlidir. Kalp, akciğer, iç organ ve kasların tutulumu gibi faktörler yüzünden kişiler çalışamayacak duruma bile gelebilir. Daha ciddi tutulumlarda ölüm oranı yüksektir.

Semptomları azaltmak için birçok farklı uygulama yapılabilir; Soğuk uygulamalar, güçlendirme ve germe egzersizleri, ortezleme, pilates gibi. Ancak son dönemde yapılan çalışmalar göstermiştir ki aerobik egzersizler (belirli bir program eşliğinde 30-45 dakika arası yapılan yürüyüş, koşu, yüzme ) sonucu vücutta ağrı oluşturan hücrelerin baskılandığı, onların yerine ağrıyı azaltan hücrelerin arttığı ortaya çıkmıştır. İnterlökin-3 vücutta inflamasyonu uyaran hücrelerdir ve hareketsizlik durumunda daha da aktif hale geçerler. İnterlökin-6  ve İnterlökin-4 vücutta antiinflamatuar olarak görev alan bir hücredir ve egzersizle birlikte etkisini ortaya çıkararak İnterlökin-3’ü baskılar. Orta şiddetli egzersizde sitokinlerin bu etkilerinin en iyi şekilde ortaya çıktığı bulunmuştur. Immune Newt dergisinde 2017 yılında  yayımlanan makalede  egzersizin İnterlökinler üzerinde etkisi incelenmiş ve olumlu sonuçlar elde edilmiştir. O yüzden hastaların tedavilerine kesinlikle aerobik egzersizleri eklemeleri gerekmektedir.

Son olarak havalar ile ağrıların değişip değişmediğini göstermek için yapılan Pain Medicine dergisinde 2017 yılında yayımlanan bir makalede Avustralya’da 981 kişide yapılan çalışma da hastaların ağrıları ile hava değişimi arasında bir bağlantı olmadığı bulunmuştur.