Subakromiyal Sıkışma Sendromu Nedir?
Subakromiyal Sıkışma Sendromu; omuz çevresindeki kasların ve omuz eklemindeki bursa adı verilen yapının omuz eklemleri arasındaki boşlukta sıkışmasıdır. Aynı zamanda kürek kemiğinin üst kısmından omza doğru gelen supraspinatus adı verilen kas da, akromiyon adı verilen kemiğin altında da sıkışmaktadır.
Kolu öne kaldırma ve direk bükülüyken içe çevirme hareketi, omuz çevresi kaslarının avasküler (damarsız) bölgesinin kürek kemiği ve köprücük kemiğinin eklem yaptığı aralıktan geçtiği gözlemlenir. Kürek kemiğinin çıkıntılı kısmında meydana gelen değişiklik ve oluşan çentik bu bölgenin sıkışmasına sebep olmaktadır. Tekrarlı travmalara bağlı olarak bu bölgede lezyon oluşur. Kolu öne kaldırma ve kürek kemiğinin rotasyonu ile tekrarlanan lezyon yaralanmaya sebep olur.
Omuz kaslarının spor ve egzersiz üzerindeki fonksiyonlarının analizi yapıldığında baş üstü sporlarda serratus anterior yani boksör kası olarak bilinen kasın aktive olduğu bulunmuştur. Serratus anterior kasının tekrarlı kullanımına bağlı olarak meydana gelen kas yorgunluğunun kürek kemiği çevresi kas sistemindeki kasların fonksiyonunu etkileyerek subakromiyal (köprücük kemiği ve omuz eklemi) bölgede sıkışma olabileceği de görülmüştür.
Subakromiyal sıkışmayı Neer ve arkadaşları 3 aşamada tanımlamışlardır:
Evre 1, ödem ve inflamasyon(yaralanma) gözlenir. Tedavi edilebilir bir süreçtir ve her yaşta görülebilir. Kolu yana açma hareketinde 60-120 derece aralığında ağrı vardır. Eklem hareket açıklığı etkilenebilmektedir.
Evre 2, fizrözis (kasta sertleşme) ve tendinit (tendonda inflamasyon) bulguları vardır. 25-40 yaş arası yaygın görülür. Yumuşak dokuda patolojiler vardır. Omuz eklem aralığı daralmıştır. Eklem hareket açıklığı kısıtlanmıştır.
Evre3, kemik deformitesi ve tendonda yırtık gözlenir. 40 yaş ve üstü bireylerde yaygındır. Eklem hareket açıklığı limitlidir. İnfraspinatus (döndürücü kas) kasında atrofi (küçülme) gözlenir. Kolu yana açma ve dışa çevirmede zayıflık, kürek ve köprücük kemiğinin eklem yaptığı bölgede hassasiyet görülmektedir.
Subakromiyal sıkışma sendromunun konservatif ve cerrahi tedavisi vardır.
Konservatif tedavide dinlenme, anti-inflamatuar ilaçlar ve omuz çevresi kaslarının fonksiyonel egzersiz programlarından oluşmaktadır. Subakromiyal sıkışma sendromu’nun konservatif tedavisinde scapulotorasik(kürek kemiğinin olduğu bölge) ritmin düzeltilmesiyle başarılı sonuçlar elde edilir. Ritmin düzenlenmesi için özel bir kuvvetlendirme programı oluşturulmalıdır. Skapulotorasik ritmin düzeltilmesi omuz eklemi hareketinin senkronizasyonunu sağlayarak sıkışma riskini azaltır. Rotator kılıf kasları (omuz çevresi) ve çevre yumuşak dokularda meydana gelen fibröz dokulara manuel uygulamalar ile müdahele edilir. Rotatör kılıf kaslarının (omuz çevresi) kuvvetlenmesi ile de omuz çevresinde stabilizasyon sağlanır.
Cerrahiye giden sıkışma problemlerinde cerrahi sonrası kol askıya alınarak sabitlenir. 4 hafta askıda kalan kolda cerrahi bölgenin iyileşmesi beklenir. Kolun askıdan çıkarılmasıyla fizik tedavi süreci başlar. İlk hedef eklemde meydana gelen kısıtlılığın açılmasıdır. Yumuşak dokuda meydana gelen gerginlik ve kısalık için manuel terapi uygulaması yapılabilir. Eklem açıklığı sağlanan bölgedeki kasları zayıflamıştır. Kişiye özel hazırlanan egzersiz programıyla hastanın takibi yapılır.