Mental Retardasyon; gelişim dönemlerinde ortaya çıkan, çevreye uyum ve davranışlardaki bozulmayla birlikte olan, genel zihinsel fonksiyonların ortalamanın anlamlı derecede altında olması şeklinde tanımlanabilir. Mental Retardasyon, zihinsel yeteneklerin yetersiz gelişimidir. Doğum öncesinde, sırasında veya sonrasında meydana gelen problem kökenli olmakla beraber en büyük nedenlerinden biri gelişimsel anomalilerdir.

MMR oluşmasında risk faktörleri; düşük sosyoekonomik düzey, annenin sigara içmesi gibi gelişim geriliği olasılığını arttırıcı etmenlerdir. Gebelik, doğum, erken doğum sonrası dönem ve geçirilen hastalıkları kapsayan ayrıntılı öykü ve özgeçmiş bilgileri, nörolojik muayenenin tam yapılması, buradan elde edilen bulgulara göre seçilecek laboratuvar tetkikleriyle doğru tanı konulabilir. Özellikle okul öncesi çağında sadece nörolojik problemler değil; anemi, kalça çıkığı, işitme kayıpları gibi nörolojik olmayan birçok sağlık sorununun da gelişmede gerilik ya da aksamayla kendini gösterebilmektedir.

Hem motor hem mental işlevlerde gerilik olduğunda genellikle bir santral sinir sistemi sorunu vardır. Bunun için genel olarak 12 ayın altındaki bebeklere bilgisayarlı tomografi (BT), 18 aydan sonra da manyetik rezonans görüntüleme (MRG) daha yararlı olmaktadır.

Ayrıntılı tetkiklere rağmen mental geriliklerin %40 ila %60’ında kesin neden saptanamaz. ABD’de yapılan bir araştırmada, okul öncesi gelişimsel taramada genel motor mental geriliklerin %60'ında, sadece geriliği olanların %4'ünde belirli bir neden bildirilmiştir. Gelişimsel düzeyi belirlemek için yapılan psikometrik testler genel bilişsel işlevlerin yanı sıra dikkat, algılama, yargılama gibi özgül işlevler hakkında da bilgi verirler. Zeka testi sonuçlarını sosyokültürel etkenler, evde konuşulan dil, duyu bozuklukları etkiler.

MMR'lı çocukların tıbbi açıdan değerlendirilmesi; var olan problemlerin saptanması, bu problemlerin giderilmesi, ailelerin bilgilendirilmesi ve eğitimi, çocukların sosyal yaşama kazandırılmaları açısından büyük önem taşımaktadır. MMR'lı çocukların en önemli bulgusu duyu-algı-motor bütünlüğündeki bozukluk olup rehabilitasyon programlarında bütünlüğü sağlayacak yaklaşımlar temel alınmaktadır. Bu çocukların rehabilitasyonunda duyusal bütünleme eğitimi ve nörogelişimsel tedavi yaklaşımları önemli bir yer almaktadır.

MMR için tedavi yaklaşımlarından biri de Refleks Terapi uygulamasıdır. Çocuklarda ortaya çıkan semptomlar Refleks Terapi ile azaltılabilir. Çocukların öğrenme süreçlerinde odaklanmaları, daha hızlı kavramaları sağlanabilir.